hareketlı gül | |
VEDA HUTBESİ | |
HADİS | HADİSİ ŞERİF | |
|
yaziciya@hotmail.com |
|
|
| FAZİLET NEDİR? | |
| | Yazar | Mesaj |
---|
mecnun Admin
Mesaj Sayısı : 515 Kayıt tarihi : 28/03/09 Yaş : 54 Nerden : İSTANBUL / KARTAL
| Konu: FAZİLET NEDİR? Çarş. Nis. 08, 2009 9:43 pm | |
| Fazilet Nedir?
Fayda sağlayan, mutluluk veren, övülen her türlü fazlalık fazilettir. Örneğin zenginlik, sağlık, güzellik, kuvvet birer fazilettirler. Birbiriyle kıyaslanan iki insandan birinde bu şeylerden birisi bulunursa, o insan diğerine göre fazilet sahibi olur. İlim de bir fazilettir. Ancak o diğer bütün faziletlerden daha üstündür. Çünkü onun faydaları ve sahibine kazandırdığı mutluluk diğer faziletlerden daha fazladır. İlim, Allah Teâlâ'nın da bir üstünlük sıfatıdır. Melekler ve peygamberler de bununla yücelmişlerdir. Hatta bazı hayvanlardaki sezgi kuvveti de bunlar için bir üstünlük ve fazilettir.
İnsanların en çok arzuladığı şey, hiç şüphe yoktur ki, cennetteki ebedî ve eksiksiz mutluluktur. Bu mutluluk amel ile kazanılır. Amel de ilimle yapılabilir.
İlim, âlemlerin Rabbine yakın olma vesilesi, melekler ufkuna ve "mele-i a'lâ"(en yüksek melekler) seviyesine çıkma vasıtası ve izzet, şeref ve itibar bulma aracıdır.
İlim böyle değerli olunca, onu öğrenmek ve öğretmek de değer kazanmış olur. Çünkü, değersiz şeyleri öğrenmek ve öğretmek insanı düşürdüğü gibi, ilim gibi değerli şeyleri öğrenmek ve öğretmek de onu yükseltir. İnsanın izafî (göreli) olan değeri, alâka duyduğu ve talip olduğu şeye göredir. İnsan alâka duyduğu ve talip olduğu şeye göre, ya en yüksek mertebeye çıkar, ya da en aşağı dereceye düşer. "İnsan sevdiğiyle beraberdir." hadis-i şerifi de bir anlamda bu gerçeğe işaret etmiştir.
İnsanların maksadları din ve dünyaya yöneliktir. Din ise dünya ile ayaktadır. Çünkü dünya "âhiretin tarlasıdır." Dünya, gaye değil, araç ve vasıta olarak ele alındığı takdirde, insanları Allah Teâlâ'nın rızasına ve cennetteki ebedî mutluluğa ulaştırır. Dünya da zirâat, ticaret, sanat ve siyasetle ayakta durur. Bu işler de ilme muhtaçtırlar.
Yönetmek, yönlendirmek ve hükmetmek olan siyaset üç kısımdır. Birincisi peygamberlerin siyasetidir. Bu siyaset, insanların hem dış, hem de içlerine nüfuz eder. Bu itibarla, en üstün ve en güçlü siyaset budur. Çünkü bu siyaset onların hem dünya, hem de âhiretlerini kurtarır. İkincisi, sultan ve diğer devlet yöneticilerinin siyasetidir. Bu siyaset, insanların sadece dış yönlerine etki yapabilir, onların içlerine (inanç, düşünce, ahlâk ve zevklerine) işlemez. Bu sebeple, o zayıf ve yarım bir siyasettir. Üçüncüsü, peygamberlerin vârisleri olan âlimlerin siyasetidir. Alimler ise, kendilerini dinleyenlerin ancak içlerine (akıl ve kalplerine) hitap edebilirler. Bunlar, dış hayatı yönlendirmek için gerekli olan maddî güce sahip değildirler. Bu sebeple, onların siyaseti de yetersiz ve eksiktir. Siyaset, yetersiz ve eksik olursa, faydası da az olur. Bundan dolayı ne yalnız dünya siyasetçileri, ne de tek başlarına âlimler insanları faziletli hale getirmekten ve faziletli bir toplum oluşturmaktan âcizdirler. Bu iki siyasetteki eksikliği gidermenin yolu ise, âlimlerin ve âmirlerin ittifak etmesi ve müşterek bir siyaset yürütmesidir. Bu iki siyaset birleştirilmediği takdirde, âlimlerin siyaseti âmirlerin siyasetinden daha üstündür. Çünkü, bu siyasetin malzemesi ilimdir. Gayesi de insanları kötü ahlâktan uzaklaştırmak ve onlara güzel ve mutlu edici olan ahlâkı aşılamaktır. Bu işlev, diğer adıyla din ve ilim öğretmektir. | |
| | | | FAZİLET NEDİR? | |
|
Similar topics | |
|
| Bu forumun müsaadesi var: | Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
| |
| |
| |